×
3 dk okuma
Paylaş

İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinden itibaren çevre ve insan ilişkisi birbirine oldukça hassas bir denge ile bağlıdır. Başlangıçta insanı çevreden korumak amaçlanırken, sanayi devrimi gibi tarihsel gelişmeler ve ilerleyen teknoloji çevrenin tahribatını giderek arttırmıştır. Bu tahribatın sonucu olarak doğal kaynakların hızla tükenmesi ve kendini yenileyememesi çevrenin insandan korunması gerektiği gerçeğini de beraberinde getirmiştir. Günümüzdeki etkisini hızla arttıran ekolojik sorunlar ve bunların yıkıcı etkilerine karşı önlemler alınsa da ne yazık ki bu önlemler yeterli düzeyde değiller.

Artan dünya nüfusu ve beraberindeki tüm etkenlerle birlikte yükselen çevre tahribatına karşı bireyler ve kurumlar olarak küçük ya da büyük önlemlerin alınması son derece önemli. Öyle ki son yıllarda; geri dönüşüme teşvik amaçlı oluşturulan kampanyalar, atık miktarının azaltılmasının amaçlandığı politikalar, kaynakların efektif kullanılması gibi konular gündemdeki varlığını arttırmaktadır.

Peki kurumlar bu noktada ne gibi önlemler almalılar?

Günümüzde birçok kurum artan çevre kirliliğine karşı geri dönüşüm ile ilgili bir organizasyon oluşturuyor. Organizasyonun ilk adımı olarak kurum çalışanlarına bilgi aktarımının sağlanması ve genel bir bilincin oluşturulması amacıyla seminerlerin düzenlenmesi oldukça önemli. Gerekli bilgilendirme ve bilincin oluşması sağlandıktan sonra ise bu girişimin ilk ayağı olarak atıkların ayrıştırılması olmaktadır. Bu atıklar genellikle; plastik, cam, metal, kağıt gibi türlere bölünmekte. Bu noktada önemli olan bir diğer konu ise bu atıkların ilgili kutulara maksimum düzeyde temiz olarak atılması. Böylelikle geri dönüşüme kazandırılmaları da yükselmiş olacaktır.

Atıkları ayrıştırdık ama yeterli mi?

Ofis içerisine konumlandırılan geri dönüşüm kutuları ile önemli bir adım atıldı mı? Evet. Fakat şunu unutmamak gerekiyor ki genel alışkanlıkların değişmediği ve bireyler olarak bu konuya dikkat edilmediğinde tüm bu organizasyondan minimum fayda elde edilecektir. Değiştirilmesi gereken genel alışkanlıklar ise oldukça basit:

-Çay, kahve, su gibi içecek tüketiminde plastik bardak yerine, kişiselleştirebileceğiniz bir kupa kullanmak plastik bardak kullanımını oldukça düşürecektir.

- Ofis içerisinde olabildiğince gün ışığından faydalanmak ve gereksiz ampul tüketiminden kaçınmak küçük ama oldukça etkili bir adım olacaktır.

- Gün sonunda ofisten ayrılmadan önce kullanılan teknolojik cihazları bekleme moduna almaktansa komple kapatmak elektrik kullanımını azaltmakta büyük bir etken.

-Ofislerde en çok tüketilen materyal; kağıt! Doğru kağıt tüketimi ile faydalı bir geri dönüşüm doğru orantılı. Resmi bir belge vs. olmadıkça kağıtların her iki yüzeyinin de kullanılması, gereksiz kağıt tüketimini ciddi oranda azaltacaktır.

Bizler de Saygılı Rulman olarak sürdürülebilir çevre politikalarımızla tüm bu detaylara dikkat ediyor, geleceğimiz için daha yeşil bir dünya hayal ediyoruz. Bu konudaki en büyük adımımız ise “Yeşil Vizyon” çevre hareketimizle geri dönüşüm uygulamalarımızı devreye alarak şirket içerisinde düzenlediğimiz seminerler oldu. Saygılı Rulman; #DoğayaSaygılı

 



Diğer Yazılar

ÇALIŞANLARIN GELİŞİMİNİ DESTEKLEMEK İÇİN ŞİRKETLERİN YAPMASI GEREKENLER
ÇALIŞANLARIN GELİŞİMİNİ DESTEKLEMEK İÇİN ŞİRKETLERİN YAPMASI GEREKENLER

Şirketlerin ve yöneticilerin en büyük isteklerinden biri çalışanların aidiyetiyle birlikte gelişimlerinin de ilerlediğini görmektir. Bu kapsamda şirketler işe alımlarda; ken...

Devamı
VERİMLİ BİR İŞ HAYATI ELDE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
VERİMLİ BİR İŞ HAYATI ELDE ETMEK İÇİN ÖNERİLER

  Gün içerisinde oldukça yoğun bir çalışma temposuna rağmen hedeflenen işler tamamlanamıyorsa, geçirilen zamanın verimli kullanılmadığını söyleyebiliriz. ...

Devamı
İŞ DÜNYASINDA BAŞARININ ANAHTARI: DOĞRU VE YAPICI İLETİŞİM
İŞ DÜNYASINDA BAŞARININ ANAHTARI: DOĞRU VE YAPICI İLETİŞİM

İletişim kurma yetisi insanlık tarihi boyunca keşfedilmiş en önemli olaydır. İlerlemenin ve üretimin itici motoru her zaman insanlar arası ilişkiler olmuştur.  İnsanlık geliştikç...

Devamı